Genel Bilgiler
Güvercinliklerin Tanımı ve Tarihi Arka Planı
Güvercinlikler, güvercinlerin barınması, üremesi ve korunması amacıyla inşa edilmiş özel yapılardır. Bu yapılar, yırtıcı hayvanlar ve insan saldırılarından koruma sağladıkları gibi, güvercinlerin beslenme ve su ihtiyaçlarını da karşılar (Maraşlı, 2019: 177). Tarihi kökenleri antik çağa dayanan güvercinlikler, farklı coğrafyalarda kuşhane, Dovecote, Columbarium gibi isimlerle anılmış ve çeşitli mimari özelliklere sahip olmuştur (Bilici ve Bilici, 2021: 200).
Antik Roma döneminde güvercin gübresi ticari bir ürün olarak değerlendirilmekte, güvercinler ise haberleşme ve askeri amaçla kullanılmaktaydı. (Bilici ve Bilici, 2021: 200).
“Dönemin sosyo-ekonomik şartları içinde önemli bir yan sanayi yapısı olarak yapılandırılan güvercinlikler, mimari anlamda değerlendirildiğinde, aynı amaca hizmet eden iki farklı tip güvercinlik yapısı ile karşılaşılmaktadır. Bunlardan birisi kaya oyma güvercinlikler, diğeri ise baca şeklinde uzantıları ile dikkat çeken bacalı güvercinliklerdir” (Büyükmıhçı, 2006: 104).
Osmanlı Döneminde Güvercinlikler
Osmanlı İmparatorluğu’nda güvercinler, halktan saraya kadar her kesim tarafından değer görmüş; yetiştiriciliği, beslenme ve ticaret amacıyla yapılmıştır. Saraylarda bu amaçla özel kuşhaneler bulunmaktaydı (Yılmaz ve Ertuğrul, 2012: 4). Güvercin gübresi, özellikle Kapadokya’da üzüm bağlarında, Kayseri’de cehri üretiminde ve Diyarbakır’da karpuz yetiştiriciliğinde verimi artırmak için kullanılmıştır. Bu gübrenin % organik madde, *zot ve osforik asit içerdiği belirlenmiştir (Büyükmıhçı, 2006: 100).
Kapadokya’daki Güvercinlikler
Kapadokya bölgesi, binlerce kaya oyma güvercinlik ile adeta bir güvercinlik diyarı olarak tanımlanabilir. Kolay oyulabilir tüflü volkanik kayalar, bu yapıları inşa etmek için uygun bir zemin oluşturmuştur. Kapadokya’da kaya oyma, kaya oyma-yığma ve yığma olmak üzere üç tür güvercinlik tipi görülmektedir. Kaya oyma güvercinlikler, ilk inşa amaçlarına göre ya doğrudan güvercinlik olarak yapılmış ya da başka yapılardan güvercinliğe dönüştürülmüştür. Bölgenin jeolojik yapısından kaynaklı kolay oyulabilen tüflü volkanik ve bazalt kayalar, güvercinlik yapımına olanak sağlamıştır” (Maraşlı, 2019: 177-178). (Foto 1).
“Kapadokya bölgesinde güvercinlik vadisi olarak adlandırılan vadide yaygın olarak konumlandırılan bu tip güvercinliklerin yüzeyi, yöresel sanatçılar tarafından zengin bezemeler ve kitabeler ile süslenmiştir. Çok renkli boya kullanımı ile yapılandırılan ve Türk-İslam halk resim sanatının öncü örneklerinin sergilendiği güvercinlik süslemelerinde genellikle bölgedeki sosyal yaşantıyı yansıtan figürler, bitki ve hayvan motifleri, halı, kilim motifleri, geometrik desenler ve simetrik kompozisyonlara rastlanmaktadır. İç mekânda ise duvar yüzeylerine kuşların yumurtlaması ve yuvalamaları için uygun büyüklükte oyuklar ve nişler yapılmıştır.” (Büyükmıhçı, 2006: 106-107).
Mimari Özellikler
Kapadokya güvercinliklerinin belirgin bir plan şeması yoktur. Tek veya çok katlı olarak inşa edilebilen bu yapılar, genellikle kayalık alanlara ya da peribacalarının içine oyulmuştur. Güvercin girişleri için cephelerde kare şeklinde delikler bulunur; güvenlik amacıyla diğer açıklıklar minimum düzeyde tutulmuştur (Maraşlı, 2019: 179). İç mekânda duvarlara oyulmuş nişler, güvercinlerin yuvalaması ve yumurtlaması için düzenlenmiştir. Yapının işlevselliği, gübrenin kirlenmesini önleyen kaydırılmış yuva düzeni gibi detaylarla artırılmıştır (Büyükmıhçı, 2006: 111).
“Güvercinlerin güven içinde yaşamaları ve dönem için çok önemli bir ticari gereç olan gübrelerinin kolay bir şekilde toplanması amacına dönük olarak tasarlanan bölüm, hem geometrik hem de yapısal açıdan oldukça yalındır. Ancak özellikle gübre düşüşü sırasında alttaki yuvanın kirlenmesine engel olacak şekilde kaydırılmış yuva düzenleri gibi ayrıntılar, yapının ne denli işlevsel ve detaylı düşünülerek planlanmış olduğunu da vurgulamaktadır. Bölgenin jeolojik yapısında var olan kayalık bir bölümde yapılanan yapılar tamamen kaya oyma tekniğinde, alışıla geldik biçimlerin ötesinde, eğrisel olarak kaya içine oyularak yapılmıştır.” (Büyükmıhçı, 2006: 111)
“Vadilere bakan cephelerin üst bölümlerinde güvercinlerin girebileceği tek, iki ya da üç sıra yaklaşık kare ölçülerde deliklerden oluşan güvercin girişleri karakteristiktir. Bunun dışında güvenlik gibi sebeplerle çok fazla bir açıklık bulunmaz. Sadece gübrelerin toplanması ve çıkartılması sırasında ihtiyaç olan insan girişi bulunur. Bu kapı zemine açılmış tünel şeklinde olabildiği gibi cephe üst seviyelerinde seyyar ahşap merdivenlerle de ulaşılabilmektedir. Kapı açıklıklarının gübre toplama işlemi haricinde geçici duvar örgüsüyle kapalı tutulduğu düşünülmektedir” (Maraşlı, 2019: 179).
“Gerekli dönemlerde yapıya girerek bu gübreleri toplayan insanların yapı ile ilişkisi ise dar bir tünelden sağlanmaktadır. Giriş tüneli, bir insanın rahatça girip çıkması için oldukça küçüktür. Tünelden yuvanın zeminine birkaç basamakla inilir. Yuvada biriken gübreler önce yuva içinde toplanır sonra torbalar ile bu dar tünelden dışarı çıkartılır. Eğimli bir tünelden geçerek iç mekâna ulaşan kişilerin yuvalarda ve platformda biriken gübreleri rahat toplayabilmeleri için farklı kotlar arasına basamaklar oyulmuştur. Bu basamak düzeni her güvercinlikte arazi şartlarına bağlı olarak değişkenlik gösterebilmektedir” (Büyükmıhçı, 2006: 112).
“Güvercinliklerin içerisi tek mekândan oluşabildiği gibi iki, üç ya da karmaşık plan şemasına da sahip olabilmektedir. Genelde iç cephe yüzeylerine yaklaşık 25-30 cm. genişliğinde 15-20 cm. derinliğinde güvercinlerin tüneyeceği takalar oyulmuştur” (Maraşlı, 2019: 179).
“Küreselleşen dünyada bu özgün özellikleri ile yerelliği vurgulayan güvercinlikler, özel bir önem taşımaktadır. Bu noktada, neyin yerel olarak formüle edildiği önem kazanmaktadır. Geleneksel üretim-tüketim alışkanlıklarının günümüzdeki yansımaları olarak da tanımlayabileceğimiz güvercinlikler, gerek mimari yapıları, gerek doğa ile uyumlu yerleşmeleri, gerekse ekolojik tarım örneklemesi ile enderlik değerine sahip; tarım ve ticaret işlevlerini destekleyen önemli bir yapı topluluğudur” (Büyükmıhçı, 2006: 116).
Süsleme ve Sanat
Kapadokya güvercinliklerinin yüzeyleri, Türk-İslam halk resim sanatının etkilerini yansıtan bitki ve hayvan motifleri, geometrik desenler ve simetrik kompozisyonlarla süslenmiştir. Bu süslemeler, yerel sanatçıların bölgesel sosyal yaşantıyı ve doğayı betimleyen özgün tasarımlarıdır (Büyükmıhçı, 2006: 106-107) (Foto 2).
Güvercinliklerin İşlevselliği ve Ekolojik Önemi
Güvercinlikler, sadece barınak olarak değil, aynı zamanda tarım ve ticareti destekleyen yan sanayi yapıları olarak önemli bir işleve sahiptir. Elde edilen güvercin gübresi, organik tarımı destekleyen değerli bir malzemedir (Büyükmıhçı, 2006: 116).